9 Eylül 2012 Pazar

Bilim mi Doğru Söylüyor Yoksa Ateist Bilim Adamları mı?


Biliyorsun, eski model arabalarda bütün hava yastıkları bir kaza durumunda şişer. Yolcu kısmında kimsenin oturup oturmadığı önemli değil. Oysa geçenlerde bindiğim arabada, hava yastıkları için sinyal düğmesi vardı. Yolcu koltuğuna birisi oturunca, sistem aktif hale geliyordu. Aksi halde, hava yastığı çalışmıyordu. Bu sistemi görünce, mucidi aklıma geldi. “Vay canına!” deyip ustasını tebrik ettim içimden. “İyi düşünmüşler” dedim.

Tam o sırada evrim tartışmasını hatırladım. Anladım ki, her bir canlıya da, karşılaşacağı farklı koşullar düşünülerek, bu tarz sistemler yerleştirilmiş. Farklı koşullara adapte edecek şekilde programlanmış. Evrimciler bu esnek yapıyı yanlış yorumluyorlar. Mutasyon dediğimiz şey, canlılardaki ilahî sistemlerin, belirli şartlar dâhilinde aktif hale gelmesidir.

Evrimcilerin delilinden çok daha kuvvetli delillerim var. Böyle bir şeyin mümkün olduğunu hem gözlemle hem de deneyle ispatlayabilirim. Oysa evrimcilerin iddia ettiklerinin hiç­bir ispatı yok. Biraz önce verdiğim örnekte olduğu gibi, Allah’ın sınırsız ilim denizinden bir damlasına sahip olan insanlar bile farklı koşullara göre intibak eden çok özellikli ürünler yaptığına göre, elbette dünyanın yaratılışından kıyamete kadar meydana gelmiş ve gelecek olan değişiklikleri bilen sonsuz ilim sahibi Rabbim, yaşamasını dilediği varlıkları, sonsuz kudretiyle, bu şartlara uyum sağlayacak bir yapıda yaratabilir ve yaratmıştır.

Kısacası, kâinattaki hadsiz eserler, Rabbimin hadsiz ilim, kudret ve hikmetine delil oldukları gibi, hadsiz ilim, kudret, hikmet ve rahmet de canlı varlıkların değişen çevre şartlarına intibak edecek kabiliyetlerle donatıldıklarına delildir.

Bilim karşıtı değilim. Bilimsel çalışmaları, felsefî görüşleriyle yanlış yorumlayan ve bunu başkalarına bilimsel hakikat gibi dayatan bilim adamlarına karşıyım. Kanaatimce, insanları Allah’tan uzaklaştıran bilim değil, bilimsel bulguları kendi ideolojilerine göre soyut ve üstünkörü yorumlayan bir kısım bilim adamlarıdır.
Gerçek bilimsel çalışmalarla hiçbir problemim yok. Onlardan çok istifade ediyorum. Çünkü hakiki bilim adamları, yaptıkları çalışmalarla, kâinat kitabındaki görünmeyen yazıları (ayetleri) keşfedip ortaya çıkarıyorlar. Ray Abraham’ın tabiriyle, bilim dünyanın “büyüleyici, gizemli, hayret ve hayranlık verici olduğunu ortaya çıkarıyor.”

Ancak, seküler bilim adamları kendi yorumlarıyla bulduklarını yanlış yorumlayıp, çıkardıkları ayetlerin üstünü kapatıyorlar. Başka bir deyişle, onlar bir yandan kâinat kitabının bize gizli kalan ayetlerini su yüzüne çıkarırken, öte yandan kendi ideolojileriyle üstünü örtüyorlar. Bu ilahî kitabı, okumayı bilmediği için manasını inkâr ediyorlar. Veya dinsiz felsefeden aldığı dersle, bu kitaptaki ayetleri yanlış yorumluyorlar. Kendi yanılgılarını, bilimsel etiketler altında hakikat gibi gösterip, başkalarına satıyorlar. Oysa Abraham’ın ifadesiyle, “dünyanın harikaları Allah’ı görebildiğimiz ve gördüğümüz pencerelerdir.”

Tekrar ediyorum, bilim adamlarının keşiflerine değil, yorumlarına itirazım var. Canlı­lardaki benzerliklerin ortaya çıkma­sı, onların evrimle oluştuğuna değil, tek bir Yaratıcı’nın eseri olduklarına işaret eder, aynı kudret elinden çık­tıklarına delildir. Dolayısıyla, tev­hi­de iman eden için, söz konusu bul­gular tevhide delildir. Ancak diğer taraftan evime inananlar da tabiata, sebeplere ve tesadüfe delil yapıyorlar. O halde, bilimsel verilerin yorumu, onları yorumlayanın dünya görüşüne göre değişir.

Kanaatimce, seküler bilim adamları, pozitivist dünya görüşünün etkisiyle, sebep-sonuç ilişkisinin (perdesinin) ötesine gidemedikleri için hakikati göremiyorlar. Allah’ın olağanüstü icraatlarını akılsız, şuursuz, cahil, kör sebeplere, tabiata ve te­sadüfe veriyorlar.


1 yorum:

  1. Peki, körelmiş organları, ara geçiş türlerini nasıl yorumluyorsunuz?
    Körelmiş organlar hk. bir makale
    https://www.facebook.com/note.php?note_id=163942076997209
    Ara geçiş formlarına çeşitli örnekler:
    http://tanrivarmi.blogspot.com/2011/02/ara-gecis-formu-ornekleri-evrim-fosil.html

    YanıtlaSil